2010 Dünya Basketbol Şampiyonasında tarih yazan milli takımımız bu muhteşem başarısının oluşmasında önemli bir yere sahip olan ancak gözden kaçan bir güçten, psikolojik motivasyondan sizlere bahsetmek istiyorum. Turnuva boyunca birbirine kenetlenmiş, inanmış azimli bir takım gördük. Takım ruhunun en iyi şekilde temsiliydi galibiyetler. Takımı oluşturan oyuncuların her biri kendi çıtalarını yükseltmişlerdi. Hedefler net ve korku yoktu içlerinde. Acabalara, hayaletlere hiç yer yoktu onların başarı öyküsünde. Yapılabileceklerin ötesindeydi sporcularımızın performansları. Baş antrenör Tanjeviç in önceki maçlardan sonra söylemiş olduğu “hem hücumda hem de savunmada %110 oynadık” içlerindeki gücün ne denli kuvvetli olduğunu vurguluyor ve aynı zamanda tüm sporcular kendi güçlerinin ne derece farkında olduklarının da bir sonucunu gösteriyordu.

     Sizlere bahsetmek istediğim bu güç aslında yaşamdan keyif alabilmemiz, beklentilerimizi gerçekleştirebilmemizin temel ölçütüdür. “Ben güçlü bir insanım, benim gücüm var” diyen insan yaşamın direksiyonunu elinde bulundurandır. “Ben güçsüz bir insanım” diyenler ise yaşamın direksiyonunu başkalarının eline vermişlerdir. Bu kişiler ancak başkaları izin verirse isterler, onlar isterlerse yaparlar.12 dev adamın her birinin güçlerini nasıl kullandığı, bu gücü nasıl ortaya çıkardığı sosyal yaşamda bizlere de yol gösterebilecek bir başarı öyküsü ortaya koymuştur . “Ben varım” sözünü bilinçli olarak söyleyebilen kişiler başarmak için ilk adımı atmışlardır. Sıradan, kalıplanmış insanların ise başarılı olma şansları hiç yoktur. Kalıplanmış insan, herkesin taktirini kazanmak için işler yapar ve onlar aferin dediği sürece kendini güçlü hisseder. Bu tarz bir yaşam tarzı seçmiş kişiler asla kendi gerçek güçlerini sergileyemezler, kendileri olamazlar ve hep bir korkuyla yaşarlar, gündemden düşme korkusu.

12 dev adamın bu destansı başarısı ilk olarak “Niyet”in ne kadar önemli olduğunu, tutkulu bir ideale nasıl dönüştüğünü gösterdi. İkinci olarak “işin inceliğini öğrenme kararlılığını” ve “sabırlı olmayı”   bu başarı öyküsünün odağına yerleştirdi. Yaşamda başarılı olmak istiyor, yaşamı tribünden izlemek istemiyorsak bu dev adamların küçük ayrıntılarına kulak vermeliyiz.

SÜLEYMAN ÇOKAY